19 Kasım 2023 Pazar

TANGO & SALSA



Şekil 1’de görülen benim ponçikler bir süredir felaket derecede agresif, huysuz ve hırçın hareketlerde bulunuyorlar. Beni ısırıp tırmalıyorlar, kendilerini oradan oraya atıp ortalığı yıkıyorlar. Şımarık oldular dedik. Serseri bunlar dedik. Sokak kedisi ancak bu kadar ehlileşiyor dedik. Bunların doğası böyleymiş dedik. 

Bu arada bin türlü mama değiştirdim. Ölmeyecek kadar yiyorlar, gerisini ortalığa saçıyorlar. Evde envai çeşit kuru mama stoku oluştu. Yok, nafile... Doğru dürüst karınlarını doyurmuyorlar. Mamaların hepsini süpürge yiyor. Kediler yemiyor. Yaş mamayı seviyorlar, fakat birader ona da can dayanmaz. Kuru mama ile karıştırınca belki daha ekonomik olur dedim. Yok, yaş mamaları yiyorlar, kurularını yine bırakıyorlar. Sırf yaş mama vermeye kalksam, kelimenin tam manasıyla sermayeyi kediye yükleyeceğiz. Ben kendime bir kuruş harcamazken, çocuklara tasarruflu olmalarını anlatmaya çalışırken kedilere laf anlatamıyoruz. Ne dolardan anlıyorlar, ne enflasyondan, ne zamlardan.

Birkaç gün önce, bari bunlara bir yemek pişireyim de bir deneyeyim; belki yerler dedim. Avuç içi kadar kıyma, bir küçük patates, bir küçük havuç, biraz zeytinyağı, bir büyük bardak suyu kaynattım. Eski bilgilerime dayanarak soğan, sarımsak ya da tuz filan koymadım. Kediler için iyi değilmiş. Piştikten sonra bir güzel blender’dan geçirdim. Azıcık ılındıktan sonra yarım kepçe kadar bir kaba döktüm. Koydum önlerine. Daha da yemezseniz semerinizi yiyin tripleriyle... Benden bu kadar kardeşim. Sizin siniriniz kime? Daha ne yapayım? Siz sinirliyseniz ben de menopozdayım. Uğraşamayacağım sizin sinirinizle!

O yemeği bir yediler... var ya!!! Saniyede yalayıp yuttular ikisi de ve etrafımda yalvarırcasına tur atmaya başladılar. Bir kepçe daha döktüm kaba, onu da çarçabuk bitirdiler ve azıcık sakinlediler. Baktım, olan yemek olsa olsa bir bilemedin iki öğün ancak yetecek. Ee, sonra ne yapacağız? Ertesi gün gittim BİM’e. Şansa çorbalık bir tavuk paketi hazırlamışlar. 1kg 200gr kemikli, derili, ciğerli tavuk parçaları. İçinde uzun zamandır rastlamadığım tavuk boğazları filan da var. Havada kaptım. Eve geldim, hepsini düdüklüye attım. Üzerine su ilave edip pişirdim. Şahane bir tavuk suyu oldu. Pişen tavukları kaba kemiklerden ayırdım. İnce kemikleri ve kıkırdakları bıraktım. İçine yine patates ve havuç doğrayarak tekrar pişirdim. Düdüklü ateşteyken Lisa okuldan geldi. Düdüklüyü görünce burada ne pişiyor diye sordu. Uzun uzun anlattım. 1-2 saat sonra ablası geldi. O da düdüklüde ne var diye sorunca Lisa cevap verdi:

Kedi maması!

Bakıştık, gülüştük tabi. Sonra o yemeği de blender’dan geçirdim ve kavanozlara bölüştürüp buzdolabına kaldırdım. Neredeyse bir haftadır bir kaba kuru mamadan, diğer kaba aşçı başının spesyalitelerinden koyuyorum. Meğer olay buymuş: Tango anne yemeği yemek istiyormuş! Ben diyordum bu insan olmak istiyor diye... Bana vermeyin bu içinde ne idüğü belirsiz kedi mamalarından diyormuş. Şimdi Tango anne yemeği yiyor, Salsa kedi maması. Herkes yerini bilsin. Üstelik Tango kuru mamadan yemediği için, öncesinde Salsa da yemiyordu. Abim yemiyorsa bir bildiği vardır mı diyordu, yoksa anca beraber kanca beraber mi diyordu bilmiyorum ama Tango’nun karnı doymaya başladığından beridir Salsa da kuru mamadan yemeğe başladı.

Dahası  karınları doyduğu için huzura ve sükûnete erdiler. Bir ponçik oldular... Bir pamuk oldular...! Ne ısırma kaldı, ne tırmalama.

Allah açlıkla sınamasın! 🙏




3 yorum:

Adsız dedi ki...

Keske bi sure Tango insan olsa, ben de kedi olsam. Bakalim Tango Bey her gun sabah 8 aksam 5 arasi calisinca hala insan olmak isteyecek mi?! 😂
-Letisya

Adsız dedi ki...

Annelik zor meslek herkesin dılınden anlayıp çözüm bulmak gerek😄

Oral dedi ki...

Anne yemeği gibisi yok. 😋